Bütün ezberlerimizi bozan 2020’nin ardından 2021’in de yarısı bitti bile… Dijital dünya her geçen gün hızla gelişiyor, değişiyor ve dönüşüyor. Bugün artık inovasyon, çeviklik gibi kavramlar yanında esneklik ve dayanıklılık olmadan telaffuz edilmiyor. Tüm bu çok yönlü hedefler mekandan ve lokasyondan bağımsız hale gelen, sınırları sonsuz iş dünyası içinde kurum ve kuruluşların dijital dönüşümünü hızla tetikliyor.
Dijital dönüşümde 2021 yılının yükselen teknolojik trendlerinin başında ise Dağıtılmış Bulut (Distributed Cloud) teknolojisi geliyor. Peki Gartner raporuna göre 2024 yılına kadar çoğu bulut hizmeti platformunun, ihtiyaç anında kullanıcılarının hizmetine sunacağına kesin gözüyle bakılan Dağıtılmış Bulut nedir?
Neden Bulut?
Günümüzde pek çok organizasyonun iş süreçlerinde öncelikli tercihi olan makinaların öğrenimi temelli programlar yalnızca bulut sistemlerinin sağlayabileceği ölçekte teknik altyapı, sağlamlık ve esneklik gerektiriyor. Bugüne kadar bilişim teknolojileri altyapısında kullanılan, her yerde birden bulunan veri merkezleri, yerini Genel Bulutlar aracılığıyla neredeyse sonsuz kaynaklara sahip büyük makine ağlarına bırakıyor. Bulut sistemleri operasyonel verimliliği sağlarken hem yenilikçi çözümler sunmak, hem de iş süreçlerinde çeviklik sağlamak için tercih ediliyor.
Teknoloji ekosistemindeki hızlı gelişmeler kurum ve kuruluşların verimlilik, gelişmiş müşteri deneyimi ve büyüme hedeflerine ulaşmaları için dijital ve akıllı dönüşümü hızlandırmalarını tetikliyor. Bulut bilişim de sorunsuz dijital dönüşüm yoluyla işletmeleri yeniden şekillendirmeye, yeniden inşa etmeye ve yeniden canlandırmaya yardımcı oluyor. Kullanıcılara yazılım ve donanım altyapısını çalıştırma işini ve sorumluluğunu bulut sağlayıcılarına kaydırararak, bulut esnekliğinden faydalanma ve genel bulut sağlayıcıların inovasyon hızından yararlanma gibi pek çok avantajı eşzamanlı olarak sunuyor.
Birçok kurum düşük başlangıç maliyetlerini ve “kullandığın kadar öde” özelliğini çok önemli bir tasarruf avantajı olarak değerlendiriyor ve hızla bulut dünyasına giriyor. Bugün Milestone XProtect, dünyanın en yaygın kullanılan Genel Bulut sağlayıcısı olan Amazon Web Services (AWS) üzerinde yer alıyor. Modern işletmelerin dağıtılmış ihtiyaçlarına kolayca uyum sağlayan Esnek Bilgi İşlem, depolama ve ağ iletişimi ile esnek, ölçeklenebilir ve güvenli bir çözüm sunmak için Altyapı (IaaS) ve Hizmet olarak Platform’dan (PaaS) yararlanıyor. Ek bulut tabanlı çözümler, Milestone iş ortağı topluluğu tarafından sürekli olarak geliştirildiği için son kullanıcılara sınırsız çözüm olanakları sunuyor.
Genel bulutlarda sistemin tüm yönetimi ve bakımından bulut hizmeti sağlayıcısı sorumlu oluyor. Şirketin tüm çalışanları, internet erişimi olan her yerden istedikleri cihazda aynı uygulamayı kullanabiliyor.
Özel bulutlar ise, internet veya özel bir iç ağ aracılığıyla genel kullanım yerine yalnızca belirli kullanıcılara sunulan bilgi işlem hizmetleri olarak tanımlanıyor. Kurum içinde barındırılan bir bilgi işlem altyapısındaki kaynaklar sayesinde ek denetim ve özelleştirme olanakları da sağlarken, güvenlik duvarları ve dahili barındırma ile yüksek gizlilik ve güvenlik sunarak üçüncü partilerin verilere ve işlemlere erişimini engelliyor.
Maliyet ve sorumluluk yükünün kurum içinde olması nedeniyle özel bulutlar, geleneksel veri merkezleriyle hemen hemen aynı personel, yönetim ve bakım giderleri ihtiyacı doğuruyor. Bu da kurumların genel ve özel bulutu bir arada barındıran Hibrit sistemlere yönelmesine yol açıyor. Milestone kullanıcıları “Arcules” hibrit bulut hizmeti ile, bulut bilişimi şirket içi teknolojilerle birleştiren XProtect’e özel entegrasyonunu kullanabiliyorlar. Bu entegrasyon, dağınık video gözetim operasyonlarını merkezileştirmek isteyen müşteriler için ölçeklenebilir ve zengin özelliklere sahip bir çözüm sunuyor.
Genel merkezinde önemli miktarda şirket içi kurulumu ve dağınık konumlarda da daha küçük kurulumları olan müşteriler için “Hizmet olarak Video Yazılımı (VSaaS)” ideal. Hibrit Bulut, kuruluşların bir şirket içi BT ortamında belirli iş yüklerinin kontrolünü sürdürürken, bulut esnekliğinden ve ölçeklenebilirliğinden yararlanmalarına imkan sağlıyor. Hibrit bulutun bir kısmı kurum tarafından, diğer kısmı ise genel bulut sağlayıcısı tarafından tasarlanıyor, kontrol ediliyor ve işletiliyor. Fakat kurum operasyonun kendi bölümünden sorumlu olmaya devam ederken, genel bulut sağlayıcısının güncelliği, yatırımları ve teknolojiye hızlı uyum kabiliyeti gibi avantajlarından yararlanamıyor.
Bir Taşla Birkaç Kuş Vurmayı Sağlayan Teknoloji
İşte Dağıtılmış Bulut, tam da bu noktada işleri bambaşka bir yöne taşıyor…
Dağıtılmış Bulut Bilişim, bulut tarafından sağlanan hizmetlerin fiziksel konumunu içeren ilk bulut modeli. Bulut bilişimin avantajlarını korurken, kapsamını ve kullanım durumlarını genişleten yeni nesil bulutun tanımı…
Dağıtılmış Bulut, genel bulut hizmetlerinin farklı fiziksel konumlara dağıtımına dayalı bir model. Genel bulut hizmetleri (çoğunlukla gerekli donanım ve yazılım da dahil olmak üzere) artık farklı fiziksel konumlara, örneğin uçlara dağıtılabiliyor. Bunun yanında yönetim, güncellemeler, gelişim, kaynak ve operasyon gibi konular, genel bulut sağlayıcısının sorumluluğunun bir parçası olmaya da devam ediyor. “Bulutu merkezden dağıtırken, merkezi kontrolü sürdürmek” olarak özetleyebiliriz.
Dağıtılmış Bulutun üç kaynağı bulunuyor: Genel bulut, hibrit bulut ve uç bilgi işlem. Genel bulut sağlayıcıları, uzun yıllardır birden çok bölgeyi destekliyordu. Normalde veri merkezleri ABD, Kanada gibi ülkelerde bulunuyor. Milyonlarca kullanıcı aynı anda bu merkezlerden data çekiyor ve bu da ciddi gecikmelere yolaçabiliyor. Dağıtılmış Bulutta ise, genel bulut sağlayıcılarından gelen bulut hizmetleri, belirli ve çeşitli fiziksel konumlara “dağıtılıyor”. Depolama alanlarını farklı noktalara dağıtıldığı için, kurum ve kuruluşlar kendilerine en yakın olan noktaya kayıt yapıp, oradan hizmet alabiliyor. Yetkinliklere ihtiyaç duyanlara fiziksel olarak daha yakın olan operasyonları ve düşük gecikmeli bilgi işlemi mümkün kılıyor.
Bu aynı zamanda ister genel ister özel olsun, bulut altyapısını yönetmek ve her iki ortama da tutarlı bir şekilde genişletmek için verimli bir kontrol düzlemi sağlıyor. Ayrıca tüm kullanıcıları tek bir noktaya yönlendirmek yerine, onları bölüyor ve herkes datayı kendi bölgesinden çekiyor. Böylelikle kullanıcı sayısı azaldığından, aşırı yüklenen depolama alanlarında oluşabilen data kaybolma riski de elimine ediliyor. Kullanıcıların farklı ülke ve bölgelerde fiziksel olarak bulunan özel veri merkezlerine ihtiyaç duymadan altyapıyı genişletmelerini de mümkün kılıyor. Bununla birlikte, bulut hizmetleri yerel veya yarı yerel alt ağlarda bulunabildiğinden, aralıklı olarak bağlı olmadan çalışmasına olanak tanıyor ve böylelikle küresel ağla ilgili kesintilerden de uzak kalınıyor.
Bugün ülkemizde KVKK ve Avrupa başta olmak üzere pek çok ülkede yaygınlaşan GDPR ve benzeri kişisel verilerin korunmasına dair düzenlemeler, bir kullanıcının verisinin belli lokasyonda kalması, IP’sinin ülkelerinin dışına çıkamayacağı vb. kısıtlamalar talep edebiliyor. Dağıtılmış Bulut bu tarz regülasyonlar uyum konusunda da kurum ve kuruluşlara yardımcı oluyor.
Dağıtılmış Bulutun en önemli katkılarından biri de Uç bilgi işlem (Edge Computing) teknolojisine… Edge, uygulama iş yüklerinin, verilerin oluşturulduğu yere (örneğin, kullanıcıların cep telefonları veya barkod tarayıcılar gibi cihazlar aracılığıyla etkileşim kurduğu, ya da güvenlik kameraları, makine sensörleri gibi IoT cihazlarının veriyi toplandığı ve oluşturduğu yerlere) fiziksel olarak mümkün olduğunca yakın bir yerde bulunması ve çalıştırmasını gerektiriyor. Dağıtılmış Bulut, bu kaynaklara çok daha yakın olduğundan, hızla değişen verilere neredeyse gerçek zamanlı erişimi, Yapay Zeka uygulamalarının kullandığı yüklü datayı çok daha rahat aktarmayı mümkün kılıyor.
Dağıtılmış Bulut ile, kümeleri dağıtma ve yönetme, güvenlik güncellemeleri yapma, performansı izleme gibi her şeyi tek bir kontrol düzleminden, tek bir panodan ve tek bir buluttan, tek bir araç setinden kontrol edebilir ve yönetebilirsiniz. Tüm bu avantajlarıyla Dağıtılmış Bulut daha hızlı, daha az gecikmeli ve data kaybı olmayan daha güvenli bir sistem yaratılmış oluyor. Yumurtaları farklı sepete koyarak riski azaltmasıyla da küresel ve yerel pazar ihtiyaçlarını doğru okuyarak kendileri için en uygun stratejiyi ve altyapıyı iş modellerinde uygulayabilen, gerçek zamanlı iç görüler oluşturmak, büyük veri ve yapay zekanın entegre edildiği en yeni teknolojileri kullanmak isteyen kurum ve kuruluşlara çok ciddi rekabet avantajı sağlayacağı kesin görünüyor.