CCTV Sistemlerinin Tarihçesi
Günümüzde artık her yerde görmeye alıştığımız CCTV (Güvenlik Kamera Sistemi) sistemlerinin tarihsel yolculuğunu sizler için derledik.
CCTV’nin İcadı
CCTV (Kapalı Devre Görüntüleme Sistemi) hayatımıza ilk olarak, Alman mühendis Walter Bruch tarafından II. Dünya Savaşı sırasında Peenemünde fırlatma sahasında Alman V-2 roketlerinin güvenli mesafeden izlenebilmesi için, Siemens AG firmasına ilk siyah beyaz analog kamerayı tasarlayıp kurmasıyla girdi.
Aynı zamanda Alman televizyon teknolojisinin öncülerinden olan Walter Bruch, 1960’ların başında Telefunken’de PAL renkli televizyon sistemini icat etti. Walter Bruch, araştırma faaliyetlerine yanında Hannover Teknik Üniversitesi’nde fahri öğretim görevlisiydi.
Bu bilgilerin yanı sıra, bilinen ilk CCTV kullanımının 1913 yılında Holloway Hapishanesi‘nde kullanıldığını savunanlar da bulunmaktadır. Bu iddiayı güçlendirecek kanıtlar sunulamadığı için; CCTV’nin resmi olarak ilk defa II. Dünya Savaşı sırasında kullanıldığı kabul edilmektedir.
CCTV Sisteminin Piyasaya Sürülmesi
Savaş döneminde CCTV teknolojisini keşfeden Amerikan hükümeti, CCTV sistemini aynı Almanlar gibi roket deneylerinde ve NASA araştırmalarında gözlemleme yapmak için kullanıyordu. Amerikan bilim adamları nükleer bomba testlerini de CCTV sistemi sayesinde güvenli bir şekilde gerçekleştirdi.
CCTV teknolojisi 1949 yılında ticari olarak Vericon firması tarafından Amerika’da piyasaya sürüldü. CCTV teknolojisi o dönem yeni ve maliyetli olması nedeniyle insanlar arasında pek popüler değildi. Görüntü kaydı henüz alınamadığı için de sistem sadece canlı izleme yapabiliyordu.
Video Bant Kayıt Cihazı (VTR)’nın İcadı
VTR (Video Tape Recorder), 1956 yılında Charles Ginsburg liderliğindeki Ampex Corporation tarafından ticari kullanım için üretildi. Aynı ekip içerisinde Dolby Laboratories‘in kurucusu Ray Dolby (19 yaşında)’de yer alıyordu.
Video Bant Kayıt Cihazı (VTR), manyetik bir kayıt şeridi kullanılarak televizyon kamerasından canlı görüntüler kaydetmek için tasarlanmıştı. Manyetik bantların elle değiştirilmesi gerekiyordu. Bu bakımdan VTR’nin kullanımı çok zordu ve 50.000$’lık fiyatı ile de bir hayli maliyetliydi.
İlk CCTV Ev Güvenlik Sistemi
Marie Van Brittan Brown, kocası Albert Brown ile birlikte 1966 yılında tasarlamaya başladıkları CCTV Ev Güvenlik Sistemi‘nin patentini 1969 yılında aldılar.
Marie Van Brittan Brown hemşire ve kocası Albert Brown‘da mühendisti. Çalışma saatlerinin uyuşmaması ve yaşadıkları bölgenin tekinsiz olması nedeniyle evlerine güvenlik sistemi kurmak için çalışmalara başladılar.
Ziyaretçileri güvenlik kamerası ile izleyen ve görüntülerini bir televizyon monitörüne yansıtan bir kapalı devre güvenlik sistemi tasarladılar. Sisteme panik butonu da dahil ederek polis ile iletişim kurmayı da başardırlar.
Sistem aynı zamanda radyo kontrollü kablosuz olarak görüntü aktarıyordu. Kapıya yerleştirdikleri çift yönlü mikrofon setiyle kapıdaki kişiyle konuşabiliyorlar ve uzaktan kumanda seçeceği ile kapıyı uzaktan kilitliyor ve açabiliyorlardı.
Çiftin o günlerde sadece güvenlikleri için icat ettikleri buluşlar günümüzde; evlerde, apartmanlarda ve küçük işletmelerde kullandığımız birçok güvenlik sistemine de ilham verdi.
Video Kaset Kayıt Cihazı (VCR)’nın Çıkışı
1970’li yıllara gelindiğinde VCR (Video Casette Recorder) teknolojisi hayatımıza girdi. VCR’ların yaygınlaşması CCTV teknolojisi açısından önemli bir gelişmeydi. VCR teknolojisi ile birlikte hem çekimler çok kolay bir hale gelmişti hem de VCR teknolojisinin yaygınlığı sebebiyle sistemler ucuzlamıştı.
VCR teknolojisi ile birlikte CCTV sistemleri için sürekli olarak izleme gereksinimi ortadan kalkmıştı. Kullanıcılar daha sonra istedikleri gibi ve istedikleri zaman kaydedilen görüntüleri inceleyebiliyordu. Bu durum CCTV sistemlerinin son kullanıcıların gözünde popüler hale getirmişti.
VCR cihazlarında bantların düzenli olarak değiştirilmesi gerekiyordu ve kullanıcılar görüntüleri saklamak istiyorlarsa bir kaset arşivi oluşturmak zorunda kalıyorlardı.
CCD Teknolojisi
1970 ie 1980 yılları arasında şarj bağlantılı cihaz (CCD) teknolojisi, düşük ışık koşullarında kullanılabilecek kameraların geliştirilmesini sağladı.
Birden Fazla Kamera Kullanımı
1990’larda gelişen teknoloji sayesinde birden fazla kameranın aynı anda kullanımı mümkün hale geldi. CCTV sistemleri birden fazla kameradan gelen sinyallerin tek bir ekranda görüntülenmesine izin verdi. Böylece kullanıcılar ve işletmeler birden fazla alanı eş zamanlı olarak izliyor ve kayıt yapabiliyorlardı.
Dijital Video Kayıt Cihazı (DVR)’nın İcadı
1990’lı yılların ortalarına gelindiğinde video gözetim endüstrisi ilk dijital devrimini Dijital Video Kayıt Cihazı (DVR) ile birlikte gerçekleştirdi. DVR (Digital Video Recorder), dijital formatta video kaydetmek için tasarlandı ve güvenlik kamerasından gelen analog sinyalleri dijital formata dönüştürerek, görüntülerin bir sabit sürücüde tutulmasını sağladı. Böylece kullanıcıların VCR teknolojisine göre daha çok kayıt saklamalarını sağladı.
Maliyeti ve zahmeti sebebiyle sadece devletlerin, bankaların, büyük firmaların ve kısıtlı tüketicinin kullanabildiği CCTV sistemlerinin, çoklu kamera kaydının mümkün olması ve DVR‘ın ortaya çıkması ile maliyeti de iyice azaldı ve tüketiciler arasında kullanımı hızla yaygınlaştı.
Dijitalleşen CCTV sistemleri, zamanla daha çok kamera ile izlemeyi mümkün kılarken bir diğer yandan daha yetenekli hale de geldi.
İlk IP Kamera NetEye 200
1996 yılında Axis Communications firması tarafından üretilen ilk IP kamera ile birlikte dijitalleşen CCTV sistemleri IP teknolojisine evrildi.
Gömülü Linux işletim sistemine sahip olan bu ilk IP kamera, http protokolünü ve RTSP (Real Time Streaming Protocol) protokolünü destekliyordu. Bu sayede eklenti desteği bulunan web tarayıcılar ile ya da RTSP protokolünü destekleyen 3. parti yazılımlar ile izlenebiliyordu.
Network Video Kayıt Cihazı (NVR)’nın İcadı
NVR (Network Video Recorder) ile birlikte CCTV sektöründe IP sistemler iyice yaygınlaştı. NVR (Network Video Kayıt Cihazı), internet protokolü (IP) ile video kaydetmek için tasarlanmış bir tüketici elektroniği cihazıdır.
IP sistemler ilk çıktıklarında analog sistemlere göre daha maliyetliydi fakat günümüzde gelişen teknoloji sayesinde maliyetler azaldı ve IP sistemler yaygınlaştı.
